Kitap Adı: Sisli Dağların Ötesinde
Seri Bilgisi: Highlander#1
Yazar Adı: Karen Marie Moning
Sayfa Sayısı: 400
Tür: Yetişkin
Yayınevi: Epsilon
Yazarın diğer serisi yanında vasat kalmış yine de severek okuduğum bir kitaptı.
Karen Marie Moning bizim ülkede üvey evlat muamelesi görmüş bir yazar. Diğer serisi -Ateş Serisi- kimse kusura bakmasın piç oldu. İlk iki kitabı yüzyıl önce Epsilon çıkardı asırlardır millet üçüncüyü beklerken tuttu hakları Artemise sattı. Ben aha dedim Artemise sattı torunum okur türkçe edisyonunu artık. Neyseki o zamanlardan hissetmişim daha Epsilon ikiyi çıkarır çıkarmaz okuyup 3,4 ve 5. kitabı ingilizce okudum. Şu an piyasada 3. ve 4. kitabı bulabilirsiniz. Artemis insafa mı geldi artık ne yaptı bilmiyorum. Ama siz siz olun kitapları alın seriyi tamamlayıp öyle okuyun. 3 ve 4. kitaplar çook fena yerlerde bitiyor çünkü.
Neyse yeter bu kadar rol çalmak. Konumuz Sisli Dağların Ötesinde. Ben kitabı ilk gördüğümde gözlerim yerimden fırladı. Ne olursa olsun konusuna bakmam alırım çünkü yazar KMM. Neyse aldım bari konusuna bakayım okumadan dedim. Zaman yolculuğu ve İskoçya etiketlerini görünce o kadar sevindim ki. Bu türde ben yalnızca Diana Gabaldon'ın Yabancı serisini okumuştum -ki o seri ile ilgili bi inceleme hazırlamak istiyorum- ve ben o seriye bayılıyorum! Öyle böyle değil fena seviyorum. Şimdi ister istemez iki seriyi karşılaştırıyorum ve maalesef Yabancı serisi daha ayakları yere basan bir seri.
Hemen hemen herkes bir iskoçya romanı okumuştur eminim. İskoçya'da geçen romanımız bana hiçte İskoçyadaymış havası vermedi. Çok soyut bi anlatım vardı sanki paralel evrende geçen bir hikayeymiş gibi. Artık betimlemeler mi zayıftı neyi eksikti bilemiyorum. Bana bir İskoç romanından ziyade kafada oluşturulan masal gibi geldi. O kadar çok İskoç romanı okudum ki ben bile oturur size İskoçya romanı yazarım. Bunu ben yapabiliyorsam a be Karen sen neden yapamadın üstelik nice yazarı mürekkebinle tokatlayacak kadınsın.
Kitabı sevenler şimdi üstüme gelmesin ben kitaba 3 verdim ki bu benim beğendiğim güzel zaman geçirten ama okumasamda olurmuş dediğim bir kategori. Evet kitap güzel akıcı ama eksik. Hissediyorsunuz.
Konudan kısaca bahsedersek Hawk orta çağda bir İskoç lordu. Savaş alanında bileğinin gücü yatak odasında belinin gücüyle nam salmış. Kitapta habire aygır yakıştırmalarını okuyorsunuz. Adamın birlikte olduğu kadın sayısı binleri geçmiş. Yakışıklı zengin bildiğin çam yarması İskoç. Bildiğin diyorumda sanki her gün İskoç görüyoruz.
Hawk'ın silah arkadaşı şakayla karışık yıldız kayarken bir dilek tutar. Ona onu istemeyen çok güzel bir kadına aşık olmasını diler. Fey dünyasında kraliçenin Hawk'ı övmesiyle kralın soytarısı ve kral ona ders vermek için 20. yy'dan "yakışıklı" erkek düşmanı çok güzel bir kadın olarak Adrienne'i bulur. Ve onu hoop Hawk'ın kucağına atarlar. Adrienne ise bir önceki ilişkisinden çok yara almış ve yakışıklı erkeklere aman vermeyen bir kadındır. Kendini orta çağda yakışıklı bir lordla bir anda evli bulur. Sonrası ise Hawk'ın Adrienne'i ikna etme çabaları okuyoruz. Adam yakışıklılığına lanet etti artık kızdaki inat maşallah keçileri aratmadı. Hele başlarda çok güldüm.
Sonuç olarak evet sevdim evet hoş vakit geçirdim ama yazar bana öyle yüksek bi beklenti verdi ki bu muymuş dedim. İlk defa yazarı okuyanlar çok sevebilir kitabı ama diğer seriyi Barrons'u okuyanlar eminim aradaki farkı çok net anlayacaktır.
Karen Marie Moning bizim ülkede üvey evlat muamelesi görmüş bir yazar. Diğer serisi -Ateş Serisi- kimse kusura bakmasın piç oldu. İlk iki kitabı yüzyıl önce Epsilon çıkardı asırlardır millet üçüncüyü beklerken tuttu hakları Artemise sattı. Ben aha dedim Artemise sattı torunum okur türkçe edisyonunu artık. Neyseki o zamanlardan hissetmişim daha Epsilon ikiyi çıkarır çıkarmaz okuyup 3,4 ve 5. kitabı ingilizce okudum. Şu an piyasada 3. ve 4. kitabı bulabilirsiniz. Artemis insafa mı geldi artık ne yaptı bilmiyorum. Ama siz siz olun kitapları alın seriyi tamamlayıp öyle okuyun. 3 ve 4. kitaplar çook fena yerlerde bitiyor çünkü.
Neyse yeter bu kadar rol çalmak. Konumuz Sisli Dağların Ötesinde. Ben kitabı ilk gördüğümde gözlerim yerimden fırladı. Ne olursa olsun konusuna bakmam alırım çünkü yazar KMM. Neyse aldım bari konusuna bakayım okumadan dedim. Zaman yolculuğu ve İskoçya etiketlerini görünce o kadar sevindim ki. Bu türde ben yalnızca Diana Gabaldon'ın Yabancı serisini okumuştum -ki o seri ile ilgili bi inceleme hazırlamak istiyorum- ve ben o seriye bayılıyorum! Öyle böyle değil fena seviyorum. Şimdi ister istemez iki seriyi karşılaştırıyorum ve maalesef Yabancı serisi daha ayakları yere basan bir seri.
Hemen hemen herkes bir iskoçya romanı okumuştur eminim. İskoçya'da geçen romanımız bana hiçte İskoçyadaymış havası vermedi. Çok soyut bi anlatım vardı sanki paralel evrende geçen bir hikayeymiş gibi. Artık betimlemeler mi zayıftı neyi eksikti bilemiyorum. Bana bir İskoç romanından ziyade kafada oluşturulan masal gibi geldi. O kadar çok İskoç romanı okudum ki ben bile oturur size İskoçya romanı yazarım. Bunu ben yapabiliyorsam a be Karen sen neden yapamadın üstelik nice yazarı mürekkebinle tokatlayacak kadınsın.
Kitabı sevenler şimdi üstüme gelmesin ben kitaba 3 verdim ki bu benim beğendiğim güzel zaman geçirten ama okumasamda olurmuş dediğim bir kategori. Evet kitap güzel akıcı ama eksik. Hissediyorsunuz.
Konudan kısaca bahsedersek Hawk orta çağda bir İskoç lordu. Savaş alanında bileğinin gücü yatak odasında belinin gücüyle nam salmış. Kitapta habire aygır yakıştırmalarını okuyorsunuz. Adamın birlikte olduğu kadın sayısı binleri geçmiş. Yakışıklı zengin bildiğin çam yarması İskoç. Bildiğin diyorumda sanki her gün İskoç görüyoruz.
Hawk'ın silah arkadaşı şakayla karışık yıldız kayarken bir dilek tutar. Ona onu istemeyen çok güzel bir kadına aşık olmasını diler. Fey dünyasında kraliçenin Hawk'ı övmesiyle kralın soytarısı ve kral ona ders vermek için 20. yy'dan "yakışıklı" erkek düşmanı çok güzel bir kadın olarak Adrienne'i bulur. Ve onu hoop Hawk'ın kucağına atarlar. Adrienne ise bir önceki ilişkisinden çok yara almış ve yakışıklı erkeklere aman vermeyen bir kadındır. Kendini orta çağda yakışıklı bir lordla bir anda evli bulur. Sonrası ise Hawk'ın Adrienne'i ikna etme çabaları okuyoruz. Adam yakışıklılığına lanet etti artık kızdaki inat maşallah keçileri aratmadı. Hele başlarda çok güldüm.
Sonuç olarak evet sevdim evet hoş vakit geçirdim ama yazar bana öyle yüksek bi beklenti verdi ki bu muymuş dedim. İlk defa yazarı okuyanlar çok sevebilir kitabı ama diğer seriyi Barrons'u okuyanlar eminim aradaki farkı çok net anlayacaktır.