Sene 1945. Eski bir savaş hemşiresi olan Claire Randall, evine dönmüştür. Tekrar bir araya geldiği eşiyle ikinci bir balayına çıkar. Salisbury Düzlüğü’nde bulunan tarihi taş çemberini ziyaret ederler. Bu taşlardan birine dokunan Claire birden kendini, savaş yüzünden yıkılmış ve gruplaşmış sınır baskınlarına maruz kalan İskoçya’da bir yabancı olarak bulur. Sene 1743’tür.
Anlayamadığı güçler tarafından zaman içinde geçmişe savrulan Claire, hayatı için tehdit oluşturabilecek mülk sahipleri ve casusların arasına düşmüştür. Cesur bir İskoç savaşçısı olan James Fraser, Claire’e öyle sınırsız bir aşk sunar ki, genç kadın sadakat ve tutku gibi iki zıt duygunun arasında sıkışıp kalır. Farklı zamanlarda yaşayan ve hiç ortak özellikleri olmayan bu iki adam arasında bir seçim yapması gerekmektedir.
Kitabı okuyalı baya oldu. 838 sayfadan gözüm korksa da alırken, şu an serinin 1076 sayfalık 3. kitabını bitirdim. Bu kitap hakkında size ne methiyeler dizsem de hayranlığımı ifade edemem. Diana Gabaldon gibi yazar Yabancı Serisi gibi bir seri daha görmedim okumadım.
Yürekleri burkan, ağlatan, kalp kıran bir seri. Sağlam sinirlere sahip birinin okuması lazım. O kadar dolu dolu ki kitaplar her sayfada bir olay var. Ben şu an 3. kitabı bitirdim ve aşırı yüklenmiş bilgisayar gibiyim elim 4. kitaba gidiyor ama kendimi engelliyorum.
Claire bir hemşire. Kocasıyla İskoçya'ya tatile gelir. Tek başına dolanırken Claire İskoçya'da efsanelere konu olan Craigh Na Dun'da ki taşlardan geçerek 200 yıl öncesinin İskoçyasına gider. Orada cadılık, casuslukla suçlanır. Zorla evlendirilir, aşık olur. Ve Jamie'nin ona olan aşkı 200 yıl geçse de zamana meydan okur.
Sizde okudukça Claire'e hayran kalacaksınız. Yolcu (Yabancı#3)'da bir şey farkettim Clair Laurell K. Hamilton'ın Anita Blake'ine karakter olarak acayip benziyor. Yabancı'yı uzun zaman önce okuduğum ve bir daha okumak yemediğinden bir inceleme yazamayacağım onun yerine bir kaç alıntı paylaşacağım.
Serinin ilk kitabı Yabancı'dan birkaç alıntı;