Merhaba!
13. ÜKG Blog Tur'a hoşgeldiniz!
Tur takvimimiz aşşağıdaki gibidir;
06.07 - Zimlicious || John Green'e aşık olmak için 10 neden.
06.07 - Kitab-ı Sevda || Kitap Yorumu
07.07 - Romancekolik || Kitap Yorumu + Ön Okuma
07.07 - Kitap Esintisi || Kitap Yorumu
08.07 - Kağıt Kız || Kitap Yorumu
08.07 - Yorumbaz || Kitap Yorumu ve Alıntılar
09.07 - Kitap Hayvanı'nın Günlüğü || Kitap Yorumu
09.07 - Sevgili Kitap || Kitap Yorumu + Okuyucu Testi
06.07 - Kitab-ı Sevda || Kitap Yorumu
07.07 - Romancekolik || Kitap Yorumu + Ön Okuma
07.07 - Kitap Esintisi || Kitap Yorumu
08.07 - Kağıt Kız || Kitap Yorumu
08.07 - Yorumbaz || Kitap Yorumu ve Alıntılar
09.07 - Kitap Hayvanı'nın Günlüğü || Kitap Yorumu
09.07 - Sevgili Kitap || Kitap Yorumu + Okuyucu Testi
Öncelikle okurken ve yorum yazarken ara ara dinlediğim şarkıyı yorumumu okurken dinlemenizi tavsiye ediyorum :)
Size bir itirafta bulunayım. Bana bu kitap tur için yayınevi tarafından gönderilmese alıp hayatta okumazdım ama bunun sebebi klasik nedenler değil. Benimle ilgili bir gerçekten bahsedeceğim, aramızda kalsın. Ben komedi filmlerinde bile ağlayan bir insanım. Kitaplarda ağlama krizlerine giren bu yüzden mesela Canan Tan gibi yazarlardan köşe bucak kaçan biriyim. Bir kitabının ÖZETİNE başladım ve bitiremeden komaya girmemek için bıraktım.
Kitap hakkında bilgimi Merve kankitellokomotoma (siz onu Kitab-ı Sevda olarak bilirsiniz) borçluyum. Sağolsun kitap Türkiyede yokken aylar öncesinde bahsetmişti ama hep göz ardı ettim, kaçındım, büyük konuştum. Tur için seçilmesin diye bizim burdaki kitapçı baba türbesine mumlar yaktım amma ve lakin herkesin dünyada bi sınavı varmış benimkide geldi bunda çattı.
Kitabı okumamak için türlü türlü bahaneler uydurdum kendi kendime telkin vererek hasta numarası yaptım ama baktım gün geliyor bu ÜKG kızları da bi cadaloz ki sormayın başa gelen çekilir dedim ve ağlamıcam ağlamıcam diyerek başladım.
Türkiye'de çıkan klasik YA (Young Adult/ Genç Yetişkin) kitaplarını bir düşünün. Aklınıza ilk ne gelir. Alacakaranlık mı? Obsidiyen? Ürperti? Benim ilk aklıma gelenler bunlar olurdu herhalde. E bu kitapta bir YA. Ama kötü haber erkeğimiz bu kitapta kurda dönüşmüyor ya da bir anda dişleri çıkmıyor, dağları delmiyor kızıa havada perande attırıp aşşağı minareden tutmuyor anlayacağınız bu kitap paranormal değil ya da tarihi romantik kitaplardaki gibi şehvetli ultra yüksek duygulardan oluşan bir aşk yok "E nasıl bu kitap sattı bu kadar dünyada o zaman?" ya da "Paranormal değilse çok sıkıcıdır, okumam." diyenler/imiz olmuştur. Çünkü bende ilk soruyu kendime sordum ve kitabı okuduktan sonra cevabımı aldım. Kısaca konudan bahsedeceğim. Gerisini ve neden sattığını merak ediyorsanız şiddetle tavsiye ederim çünkü bu kitap şu ana kadar yaptığımız tüm turlar içinde en çok satılmasını ve okunmasını istediğim kitap.
Hazel 16 yaşında burnundaki kanül ve elindeki oksijen tüpüyle 3 yıldır kanserden kurtulması için değil ömrünü uzatmak için kanser tedavisi görmektedir. Yaptığı aktiviteler Destek Grubu İsa'nın Kalbine ve Üniversitedeki derslerine katılmaktır.
Amerikan filmlerinde görmüşsünüzdür bu Destek Grupları bir çember oluşturup birbirlerine habire yavaş çekimde gibi "Hoooşgeeeldiiinnn Maaaykııııll" ya da "Seeenni anlııyooruzz Amigoos" çeşitlerinde serzenişlerde bulunuyorlar. Hazel'da bu durumdan memnun değildir sadece ailesini memnun etmek için gidiyordur ta ki birgün Gus ile tanışana kadar. Gus gözlerinden kansere yakalanan Destek Grubu'ndaki Isaac'ın en yakın arkadaşıdır. Kanser nedeniyle bir bacağını kaybetmiştir. Sürekli ağzında olan ve yakmadığı sigarasıyla ölümle dalga geçmektedir.
Hazel kanserin klişelerinden, aslında ölmenin yan etkilerinden bıkmış. Uzun süre önce gerçeği kabullenmiş ama pimi çekilmiş bir bomba olmaktan sıkılmış çünkü her an patlayıp ailesini, dostlarını parçalamaktan korkuyor.
Gus ilk görüşte göz koyar Hazel'a. Onun tam tersi. Hani vardır ya bazı insanlar Tanrının gönderdiği melekler gibidir. Sizi hayata bağlarlar. Sizden daha iyi ya da kötü durumda oldukları için değil. Sizin gibi olup size hayatı yaşamakla ilgili daha iyi seçenekler sundukları için. Gus öyle biriydi, kendisiydi. Zerrelerine kadar samimi, küfürbaz ve komikti.
Kanser onları buluşturdu arkadaş ve dost olmalarını sağladı.
Yarım kalmış bir kitap ise onların yolculuklarının, aşklarının başlangıcı oldu...
Benim için Aynı Yıldızın Altında her zaman farklı bir yere sahip olacak. Bu kadar saf, temiz bir hikaye, aşk okuyabilir miyim bir daha bilemiyorum. Kitap okudukça sizi sımsıcak bir hava içine çekecek. Nasıl bir yürek, yetişkin biri bu kadar saf, güzel yazabilir bilemiyorum. Hayran kaldım, etkisinden uzun süre çıkamadım kitabın.
Kitabın kazandığı ödüller;
Katkılarından dolayı Pegasus Yayınlarına teşekkürler!