Merhabaa!
Bundan bir yıl önce daha ne yaptığımızı doğru düzgün bile kavrayamamışken Türkiye'deki ilk blog turuna imza atmıştık. Daha önceleri hep kitap piyasasında çalışanların bu işe gönül vermiş insanlar olduklarını hayal etmiştim. Bu bir yılda yayınevleriyle içli dışlı olunca kitap sektörünün bir kaç yayınevi hariç tamamen ticari bir platform olduğunu -hayal kırıklığıyla- gördüm.
Bu birkaç sözünde duran, nezaketini asla kaybetmeyen, okurlarına sonsuz bir değer veren yayınevlerinin tahtındaki yayınevi ise benim için DEX.
DEX'i facebook vb sosyal mecraalardan takip edenler yayıneviyle ilgili söylediklerimin az bile olduğunu düşüneceklerdir, çok haklılar.
Neyse biraz daha devam edersem gözyaşlarına boğulacağım. Bundan bir süre önce DEX'in DEXplus adıyla yeni türleri Türkçeye kazandıracaklarını duyduğumda yavrumun yavrusu olmuş kadar sevinmiştim hele birde baskısı olacak ilk kitabın Dublin Caddesi olduğunu söylediklerinde duygularımı tarif edecek bir gif bile bulamadım.
DEXplus'ın ilk göz ağrısı bizimde ilk yıl dönümümüze rastlamasıyla ve bu kitabın yurtdışında çıktığı anda arkadaşlarım tarafından hunhanrca okunup, kafama woody woodpecker edasıyla okunmam için kakılmasıyla oluşan tesadüfler zincirinde bu kitabın hakkımda hayırlı olduğuna karar verdim. Besmele çekmeden yazımı okuyan taş olur
TUR TAKVİMİMİZ;
19. 09. 2013 | Romancekolik - Karakter Söyleşisi
20. 09. 2013 | Zimlicious - Yazarla Söyleşi
21. 09. 2013 | Yorumbaz - Kitap Yorumu
22. 09. 2013 | Sevgili Kitap - Kitap Yorumu & Alıntılar
23. 09. 2013 | Kitab-ı Sevda - Aşk, Aile ve Arkadaşlık
24. 09. 2013 | Kitap Esintisi - Kitap Yorumu - Seri Hakkında Bilgi
25. 09. 2013 | Kitap Hayvanı'nın Günlüğü - Karakter Fihristi & Playlist
26. 09. 2013 | Kağıt Kız - Kitap Yorumu
Joss geçmişte yaşadığı acıları bir kutuya kilitleyip her şeyi unutmak için Amerikadan iskoçyaya yerleşmişti ve şimdi yeni bir ev arıyordu. Bulduğu ev Dublin Caddesindeki havalı binalardan birindeydi. Yolda bir adamla karşılaştı. Takım elbiseli, bronz tenli, çıldırtıcı İskoç aksanlı, maço tavırlı, seksi bakışlı Bradenla. Joss, Bradenın her zaman kolunda taşıdığı Barbie kılıklı kızlardan biri değildi, olmaya da hiç niyeti yoktu. Ama insan arzularına nereye kadar gem vurabilir? Kalbiniz başka, beyniniz başka şey söylüyorsa, hangisinin sözünü dinlesiniz?
Trajedi. Seks. Tutku. Kahkaha. Kıskançlık. New York Times Bestseller, The Wall Street Journal Bestseller, Amazon Bestseller, USA Today Bestseller ve 30 ülkede milyonlarca okuyucuya ulaşmış, son yılların en çok konuşulan aşk hikayesi.
Aslında eminim bir çoğunuz çoktan okudu ya da ÜKG kızlarının bir adli tabip inceliğiyle masaya yatırdığı kitabımız hakkında çoktan fikir sahibi oldu ama benimde söyleyecek bi iki lafım var;
Şehvet düğmene basılmasına hazır mısın?
Evet, kitabımız bu kadar iddialı.
Bu cümleyi okuduğumda dıştan"vay be bir kitap beni kendine oyuncak edebilir mi ben ne kitaplar okudum", içimden "dostum ben bunun için 25 senedir hazırım" demiştim.
Okumuş biri olarak tavsiyem yanınıza makina yağı alın çünkü şehvet düğmeniz yalama olma tehlikesiyle karşı karşıya!
Tabi ki bunun sebebi kitabımızın ana kahramanı Braden Carmichael!
Bunu sadece dişi içgüdülerimle söylediğimi düşüneceksiniz ama değil. Braden tamam seksi tamam tapılası ayaklarına kapanılası ama bir o kadar içten, samimi ve nefes alan biriydi. Özellikle çevirmen Deniz Ece'nin payı çok yüksek. Kitabı okurken kendisinin diğer çeviri kitaplarına bakmak istedim ama bulamadım ve daha önce DEX'te okuyup göz ardı mı ettim diye hayıflandım. Çünkü mükemmel bir iş başarmış. O kadar başarılı Türkçeleştirmiş ki zerre kopukluk yok, kelimeler muntazam hatta bir ara kitabın ana kahramanı Joss'un yarı İskoç yarı Amerikan değil de yarı İskoç yarı Türk olduğunu düşünmeye başladım. Birçok çeviri kitap, orjinal dilde kitap okudum. Daha sonra okuduğum orjinal kitapların Türkçe edisyonlarınıda okudum. Okuduklarım arasında Türkçeye en güzel entegre edilen kitaptı. Ben kelime seçimlerine bayıldım. Düz bir metni çevirmiş biri olarak çevirmenliğin çok zor olduğunu özellikle bir ingilizce kelimenin 3, 4 anlamı varken anlam bütünlüğünü bozmamak için doğru kelimeyi seçmenin ne derece zor olduğunu biliyorum. Bu açıdan bence Deniz Ece gerçekten iyi iş çıkarmış.
Kitabımız New Adult/Yeni Yetişkin türünde.
İster istemez vücudum Yeni Yetişkin ve Yetişkin türleri okurken gerçekleştirdiği bir tepki var. Grinin Elli Tonu ve yan sanayi ürünü Sana Soyundum'la karşılaştırmak. Bence bu çok iğrenç birşey ama elimde değil. Gri benim ilk göz ağrım onu hep en yüksekte tutuyorum ama -bunu ilk defa yapıyorum beni affet E.L.- benim gözümde Dublin Caddesi samimiyeti ile bende Gri'yi geçti.
Çünkü ben Gri'de erkek karakterin ilk bebeğim dediğini okuyunca hiii deyip ellerimle ağzımı kapatıp koltukta erimedim ya da "insani" karakterler okuyup onların "insani" hallerine katıla katıla gülmedim. Ya da en nefret ettiğim kafasına kadar probleme dalıp sürekli hareketlerine yansıtan büyüyememiş erkek karakter okumadım.
Benim için kız karakter yaralı, terkedilmiş,aldatılmış,dayak yemiş ve travmadan travmaya kendini vurmuş olabilir ama erkek karakter sade ve sadece kadınlara güvenini aldatılmak vs ile kaybetmiş olmalı, gerçek aşkın iyileştirici gücüne keşfettiği anda kendini bırakmalı. Neyse uzatırsam birazdan şeker komasına gireceksiniz.
Sonuç şu ki kendi sorunlarına gömülen erkekleri okumayı sevmiyorum. Sürekli ben sana layık değilim vs deyip tüm ortalığı mahvediyorlar.
Sana Soyundum'u ise hiç katmıyorum çünkü kimse kusura bakması aşırılıklar kitabıydı. onu okurken göz devire devire bende tik oldu gözüm seğiriyor artık sürekli:(
Bunun dışında çok sevimli ve samimi bir ortam yaratılmış kitapta. Yan karakterler kitabımıza tuz, biber olmuşlar. Gerek Braden'ın ailesi gerek Joss'un çalıştığı bardaki arkadaşları, her birinin kitabını okumayı çok isterim. Serinin ikinci kitabı da sanırım Joss'un bardaki arkadaşı Jo'nun hikayesi.
Kitabın bazı yerlerinde ciddi kahkaha attım hele 149. sayfadaki 3. paragraf gözümden yaş getirdi gülerken. Tabi pazartesi trafiğinde okula giderken okumak büyük risk ister. Kıs kıs güldükten sonra da dönüp bana bakanları görünce ay duydular mı ki acaba diye tereddüt oldum böyle;
Tabi hemen arkama dönüp ne terbiyesizler var diye bakınıp şüpheleri üzerimden attım.
Dublin Caddesi beni İskoçyaya taşınmayı düşündürecek kadar kendine aşık etti. Bittiğinde elimde kırılmış bir kalp ve masum gözyaşlarım vardı. Şu an ki en büyük problemim acaba kitabı tekrar mı okusam, ara kitaplara mı başlasam, seriye direk 2. kitaptan mı devam etsem, yoksa sevgili Esen Gür'e gidip ağlasam mı bilemedim.
ÇEKİLİŞ İÇİN KURALLAR;
- Sadece Türkiye için geçerlidir.
- Çekiliş sonuçlandıktan sonra kargoda kaybolan kitaplar konusunda bloggerlar hiçbir mesuliyet altında bırakılamaz, kitapları yayınevi temin etmektedir.
- Çekiliş 26 Eylül Perşembe son bulacak, kazananlar gün içerisinde açıklanacaktır.
- Kazanan kişilerin açık adres, telefon numarası ile gönderilen e-mail'e iki gün içinde cevap vermesi gerekiyor. Aksi halde çekiliş yenilenecektir.
- Çekilişe katılmak için +18 olmanız gerekmektedir.