Kitap Adı: Yüz Bin Krallık
Orjinal İsim: The Hundred Thousand Kingdoms
Seri Bilgisi: Miras Üçlemesi #1
(The Inheritance Trilogy #1)
Seri Bilgisi: Miras Üçlemesi #1
(The Inheritance Trilogy #1)
Yazar Adı: N. K. Jemisin
Yayınevi: DEX
Sayfa Sayısı: 383
Tür: Bilim Kurgu, Epik Fantezi, Fantastik
Ya iki ruhun olduğunu keşfetseydin?
Tanrılar ve faniler, güç ve aşk, ölüm ve intikam.
Tanrılar ve faniler, güç ve aşk, ölüm ve intikam.
Miras Üçlemesinin ilk kitabı Yüz Bin Krallık için söyleyebileceğim tek şey MÜ-KEM-MEL-Dİ. Hala daha Göksaraydayım hala daha Tanrılarla beraberim gibi. Etkisinden kolay kolay kurtulamayacağım sanırım.
Kitabımızı kahramanı Yeine Darr halkının hükümdarı, ennu'su. Açıkça dürüst olacağım ilk başta erkek (ilk iki sayfa) sandım ama o daha 20 yaşına bile basmamış bir kadın savaşçı. Çok güçlü ve cesur biri. 10 yıl önce babası ölmüş yaklaşık 1 yıl öncede annesi bir cinayete kurban gitmiştir.
Kitabımızı kahramanı Yeine Darr halkının hükümdarı, ennu'su. Açıkça dürüst olacağım ilk başta erkek (ilk iki sayfa) sandım ama o daha 20 yaşına bile basmamış bir kadın savaşçı. Çok güçlü ve cesur biri. 10 yıl önce babası ölmüş yaklaşık 1 yıl öncede annesi bir cinayete kurban gitmiştir.
Annesi Göksaray'da yaşayan Amn ırkına mensup Arameri ailesinden olan ve Yüz Bin Krallık'ın Hükümdarı Dekarta'nın kızı ve varisidir. Ama Yeine'in Darr'lı babası ile evlenmek için sarayı terkettiğinde reddedilmiş.
Kitap Yeine'in Göksaray'a çağırılmasıyla başlıyor. Büyükbabası ona krallığın varislerinden biri olduğunu bildiriyor ve taht devredilene kadar sarayda kalması gerekiyor. İşte olaylar ondan sonra başlıyor Yeine şok oluyor ama annesinin katilini bulmak için bir fırsat olarak görüyor tabii bu pek çok kişiyi memnun etmiyor başta da kuzenleri Scimia ve Relad. Hele Scimia neler neler yapıyor.
Ee Tanrılardan bahsetmessek olmaz di mi. Zamandan daha önce varolan Göksel Üçlü yani Karanlık Tanrı Nahadoth ( Öl, bit, geber!!!!), Aydınlık Tanrı Itempas (Pislik!!) ve Alacakaranlık Tanırıçası Enefa. Bu tanrılar bir savaşa giriyor ve savaşı Itempas kazanıyor, Enefa'yı öldürüyor ve Nahadoth'u Göksarayda yaşayan pislik Arameri ırkına köle haline getiriyor. Bu Arameriler ince uzun burnu havada aristokratlar melezlere hizmetkarlara böcek gibi davranıyorlar.
Tanrılar Yeine'le gayet yakından ilgileniyor hele çocuk tanrı Sieh'e bayıldım. Zamandan bile yaşlı ama ruhu çocuk. Nahadothdan bahsetmeme gerek yok sanırım daha karanlık demeden ağzınızın suyu akmıştır eminim ama tanrılarada güven olmuyor zira ne yapacakları hiç ama hiç belli olmuyor.
Yeine annesinin ölümünü araştırırken hem tanrıların hem Dekarta'nın kendisi ile ilgili planları olduğunu, sarayda kimseye güvenmemesi gerektiğini anlıyor. Yeine karakterini çok sevdim dobra, cesur, boyun eğmez biri. Nahadothdan bahsetmeme gerek yok, okuyun yeter.
İkinci kitabı merakla bekliyorum ama şunu söyleyeyim akıcı ve anlaşılır bir dili var ama ağır bir dil. Çevirmen Kader Çekerek'i tebrik ediyorum. Biz düz bir metni çevirirken göbeğimiz çatlıyor bu kitabın çevirisini hayal dahi edemiyorum.
Ee Tanrılardan bahsetmessek olmaz di mi. Zamandan daha önce varolan Göksel Üçlü yani Karanlık Tanrı Nahadoth ( Öl, bit, geber!!!!), Aydınlık Tanrı Itempas (Pislik!!) ve Alacakaranlık Tanırıçası Enefa. Bu tanrılar bir savaşa giriyor ve savaşı Itempas kazanıyor, Enefa'yı öldürüyor ve Nahadoth'u Göksarayda yaşayan pislik Arameri ırkına köle haline getiriyor. Bu Arameriler ince uzun burnu havada aristokratlar melezlere hizmetkarlara böcek gibi davranıyorlar.
Tanrılar Yeine'le gayet yakından ilgileniyor hele çocuk tanrı Sieh'e bayıldım. Zamandan bile yaşlı ama ruhu çocuk. Nahadothdan bahsetmeme gerek yok sanırım daha karanlık demeden ağzınızın suyu akmıştır eminim ama tanrılarada güven olmuyor zira ne yapacakları hiç ama hiç belli olmuyor.
Yeine annesinin ölümünü araştırırken hem tanrıların hem Dekarta'nın kendisi ile ilgili planları olduğunu, sarayda kimseye güvenmemesi gerektiğini anlıyor. Yeine karakterini çok sevdim dobra, cesur, boyun eğmez biri. Nahadothdan bahsetmeme gerek yok, okuyun yeter.
İkinci kitabı merakla bekliyorum ama şunu söyleyeyim akıcı ve anlaşılır bir dili var ama ağır bir dil. Çevirmen Kader Çekerek'i tebrik ediyorum. Biz düz bir metni çevirirken göbeğimiz çatlıyor bu kitabın çevirisini hayal dahi edemiyorum.